İstinye Park'ta satışa çıktığı ilk günden itibaren elimden bırakamadım, kitap gibi okudum Vogue'u! Ancak bitirebildim ve şu anda şöyle düşünüyorum, 'Vogue'un gücü Türkiye'de!'
Moda sektörünün tartışmasız en güçlü tarafı Vogue dergisidir! Bu güçle bize sunabilecekleri ise sonsuz! Bunu da ilk sayıda çok güzel bir şekilde hissedebiliyorsunuz. İlk sayıda katkısı bulunanları görmek ilham verici. Melis Alphan'dan Tory Burch'a Sally Singer'dan Patrick Demarchalier'e kadar uzanabilen geniş yelpaze bize sıradan bir dergi gelmediğini kolaylıkla gösteriyor...
- Bana göre kapak birçok eleştirinin aksine bana göre çok kaliteli sade ve sofistike!
- Seda Domaniç'in tüm mütevazılığıyla yazdığı açılış yazısı çok hoşuma gitti! Bu işi nasıl kabul ettiğini, nasıl sevdiğini anlatıyor, son derece içten! (Bu yazının ana fikrinde de Vogue'un gücü var aslında!)
- Beni en çok etkileyen yukarıda da bahsettiğim gibi katkıda bulunan kişilerin çokluğu ve kalitesi! Başka hiçbir derginin biraraya getiremeyeceği bir ekip bence. İlk sayı olmasının da etkisi var tabii ama devamında da böyle zengin bir kadro olacağını umuyorum...
- Çekimlerin, mekanların kalitesi, styling'in başarısı fark edilmeyecek gibi değil... en başta tüm çekimlerle ilgili özet bilgiler veren kısım da güzel olmuş!
- Konuların seçimi, çokluğu da son derece başarılı!
- Favorilerim,
- Dünyadaki Vogue dergilerinin geçmiş yıllar boyunca Türkiye'de yaptığı çekimleri konu alan 'Vogue'un Türkiye Aşkı' isimli bölüm
- Neredeyse tüm tasarımcıların çizimleri ve yazılarıyla Vogue Türkiye'yi kutladıkları 'Tebrikler Vogue' bölümü
- Ece Sükan'ın moda editörlüğünü yaptığı 'Bodrum'da Randevu' isimli çekim
- Dört büyük moda haftası'ndan bilgiler içeren 'Vogue Şifreleri' bölümü
- Güzellik bölümü'nün başındaki çekimlerin güzelliği!
- İstanbul'un farklı yerlerinde gerçekleştirilen 'Gece Yolcusu' isimli çekim ve 'Oyun Başlasın' isimli stil çekimi
Kısaca okuduğumuz diğer Vogue'lardan eksiği yok fazlası var ve beklediğimize değdi diyebilirim! Tüm ekibe başarılarının devamını diliyorum... :)
1 yorum:
Ne yalan söyleyeyim modayla amatörce ilgilenmeme rağmen, Vogue'den çok etkilendiğimi söylemeliyim.
Evet Nuray Mert'i bile kadrolarına dahil etmişler. Bu kadının Ortodoğu aşkını ve bilgisini böylesine uyarlamak gerçekten harika bir fikir..
Kapağa gelince Vogue hakkında içten yazılmış ilk yorumu okumak bu blogda kısmet oldu. O yüzden diğer eleştirileri bilemiyorum, ama bence kapak çok ama çok etkileyici olmuş. Duru, vurucu ve dediğin gibi sofistike..
Ayrıca benim gibi moda-tasarım ve siyaset bilimi hakkında aklında milyonlarca soru uçuşan birinin siyaset bilimi alanında doktora yapmış ve profesyonelce modayla ilgilenmemiş bir editörle tanışmasıda ayrı birhoşluk oldu. Sırf editörünün hatrına bile bu dergiyi takip etmeye razıyım ki çoğu sayfada sürekli ekibin o sayfayı nasıl hazırladığını kafamda evirip çeviriyorum. Kim bilir belki orada çalışmak bir gün banada nasip olur:))
Yorum Gönder