2011, Bana Bunları Getir! :)

2009 sonunda 2010'dan istediklerimi yazmıştım, geçenlerde bir baktım neredeyse dileklerimin tümü gerçekleşmiş! Ne mutlu bana :) Bunun hevesiyle 2011'den beklediklerimi de yazmaya karar verdim, zira bu yıldan beklediklerim çok mühim :)

1. Artık hepiniz biliyorsunuz, hamileyim ve ikiz bebek bekliyoruz. Hamileliğimin 6. ayını tamamladım ve tabii ki bu sene için en büyük dileğim bebeklerimizi zamanında ve sağlıkla kucağımıza almak! Sonra bu bebişler gibi sarıp sarmalamak, sıkıştırıp öpmek :)


2. İkinci dileğim bu aralar beni en çok strese sokan konuyla ilgili. O da bebeklerimize en güzel şekilde bakabilmek ve tüm ihtiyaçlarına yetebilmek... Bunu yaparken benimle olacak, son derece sevgi dolu sefkatli, sabırlı, çalışkan, dürüst, becerikli bir yardımcı bulmak.

3. Bu konuları hallettiğimize göre gelelim bana :) Doğumdan sonra en kısa zamanda eski kiloma dönebilmek :)

4. Tamam  bu resimdeki kadar büyük olsun istemiyorum, bu sene olması da şart değil ama ben yine de istemeye başlıyım :) Şu andaki evimiz kadar seveceğim ama daha büyükçe bir ev istiyorum :)


5. Buraya istediğim ayakkabıları, çantaları, kıyafetleri yazmıyorum çünkü onların hepsi bir şekilde olur biliyorum. Ailem ve tüm sevdiklerim için sağlık, huzur, mutluluk diliyorum :)

Yeni yılınız kutlu olsun!

Yeni Mottom: ''Pregnant is the new skinny'' :)

Uzun süredir yazamadım o yüzden size büyük haberlerle gelmem şarttı! Beni twitter'dan takip edenler zaten biliyorlar, etmeyenler ise buradan öğrenecekler :) 5 aylık hamileyim ve ikiz bebek bekliyoruz! Eşimle oldukça heyecanlıyız, birbirimizi sakinleştiremiyoruz çoğu zaman :) İnşallah sağlıkla bebeklerimizi kucağımıza alırız...

Bayram tatilinde gittiğimiz Dubai'de bu tişörtü görür görmez aldım :)
Bu fotoğrafta nasıl olduysa göbeğim küçükmiş gibi çıkmış ama aslında kendisi kocaman oldu! İnanmanız için bir fotoğraf daha ekliyorum :)

Doğum günü pastam!

Geçtiğimiz hafta 20'li yaşlara veda ettim, 30 yaşına girdim!

Bir sürü haber, plan ve bizi bekleyen sürprizleri merak ederek karşıladım yeni yaşımı :) ve de bir dolu arkadaşımla :) Umarım bu sene de her şey çok çoook güzel olur :)

Sevgilimin yaptırdığı pastayı sizinle paylaşmasam olmazdı sanırım :))

IMG_3075

New York Moda Haftası'ndan Canlı!


New York Moda Haftası tüm hızıyla başladı! 16 Eylül'e kadar sürecek, önümüzdeki Bahar ve Yaz aylarında bizi neler bekliyor hepsi belli olacak!

Her sene daha çok marka defilelerini internetten canlı olarak yayınlıyor. En öne kuruluyormuşcasına evinizde oturup bu defileleri izlemenin keyfi de bir başka! Bu sene kimler, nerde, ne zaman yayınlıyor diye soracak olursanız, detayları aşağıda! Yayınlandıkları web sayfalarına ulaşmak için tasarımcıların isimlerini tıklayabilirsiniz, saatler ve tarihler Türkiye'ye ait...

Benim şahsen izlemek istediklerim oldukça fazla, siz de istediklerinizi not alın, kaçırmayın :)

12 Eylül 2010

Derek Lam            17.00

DKNY                  20.00

Rebecca Taylor     21.00

13 Eylül 2010

Tommy Hilfiger     03.00 (Gece 3! :)

Vasilios Kostetsos  04.00  

Carolina Herrera    17.00

Tracy Reese           20.00

Donna Karan         21.00

14 Eylül 2010 Salı

Betsey Johnson      01.00

Perry Ellis              02.00

Badgley Mischka  17.00

Vera Wang           18.00

15 Eylül Çarşamba

Luca Luca             01.00

Narciso Rodriguez 03.00

Michael Kors         17.00

Nanette Lepore      18.00

Michelle Smith       22.00

16 Eylül Perşembe

Odd Molly              00.00

Anna Sui                 01.00

Isaac Mizrahi          19.00

Karma Defile / Lug Von Siga, Zeynep Tosun, Zeynep Erdoğan / İstanbul Fashion Week 2010

İlk karma defile Lug Von Siga markasının yaratıcısı Gül Ağış, Zeynep Tosun ve Zeynep Erdoğan'a aitti. Benim en heyecanla beklediğim defilelerden biriydi.

Lug Von Siga

İlk sırada yer alan Lug Von Siga koleksiyonu ten rengi derilerle başladı, etek-yelek takımlar, enine parlak çizgili etekler, uçuk mavi ve taba renklerle devam etti.

Tasarımcının bu koleksiyonunun ismi BAKTERİ. Bakterilerin çoğalma biçiminden etkilenmiş, doktor arkadaşları sayesinde sayısız araştırma yapmış... Defile de iki erkek model olmasının sebebi de bakterilerin cinsiyetsizliğiymiş. Islak görünümli baskı ve desenler yaratarak bunu koleksiyonuna yansıtmış.

RX2Y0013

RX2Y0031

RX2Y0088



Zeynep Tosun

Zeynep Tosun, Türkiye'nin en ümit vaad eden, emin adımlarla ilerleyen tasarımcılarından. Artık her seferinde iyi bir şey yaptığından emin, ne yaptığını merak ederek bekliyoruz. Bu sefer de öyle oldu...

Zeynep Tosun'un vintage esintili koleksiyonunda renkler yine harikaydı. Hardal rengi, bordo, mavi, ten rengi koleksiyonda uyum içerisinde buluşmuş... Tiril tiril uçuşan şifonlar, omuz ve göğüs kısmındaki pencereler hem seksi hem de farklıydı. Zeynep Tosun'un yaratıcılığının sınırlarının çok geniş olduğunu düşünüyorum, umarım seneye kendisini tek başına defile yaparken görürüz...

RX2Y0345

RX2Y0369

RX2Y0501



Zeynep Erdoğan

Zeynep Erdoğan'ın koleksiyonunun ana objesi eldivenlerdi. Büstiyerlerin, elbiselerin üzerinde, saç bandı olarak, birleşip püsküller oluşturmuş haliyle bir çok eldiven gördük...  Eldiven şeklindeki saç bantları hoşken, diğer yerlerde kullanılan eldiven detayları açıkçası gözü biraz zorluyordu. Siyah, kum ve kemik renkleri koleksiyonun ana renkleriydi. Zeynep Erdoğan'dan canlı renkler, fuşyalar görmeye alışmıştık, o anlamda renkler oldukça sakindi.

RX2Y0627

RX2Y0607

Simay Bülbül Defilesi / İstanbul Fashion Week 2010

Simay Bülbül'ün koleksiyonu tek kelimeyle büyüleyiciydi! Sadece ilham kaynağı İzmirli büyücü Attarti Ana olduğu için değil ama kıyafetlerin hepsi birbirinden güzel olduğu için... Attarti Ana, yaşamı büyüleriyle dönüştürmüş, Simay Bülbül ise dokunduğu her kumaşı... Sadece deri değil, şifon, ipek deriyle mükemmel bir şekilde kullanılmış...

Siyahlarla başlayan defile daha sonra petrol mavisiyle devam etti. Bu renk deriye gerçekten de çok yakışmış. En sonda ise beyaz ve bejin bir arada kullanıldığı kıyafetler çok çok güzeldi... Mankenlerin sırayla tökezlemesi, eteklerini kaldıra kaldıra yürümeleri dahi güzellikleri bozmaya yetmedi.

Her zamanki gibi Simay Bülbül'ün kullandığı aksesuarlarda konuşuyordu. Altın rengi kalın bilezikler, hızma ve küpeler oldukça göz alıcıydı!

Deriden yapılmış ağlar, deri mini eteklerin altından sarkan şifonlar en favori parçalarım oldu. Kıyafetlerin güzelliğinin yanı sıra Simay Bülbül defileyi yine bir şova dönüştürmeyi ihmal etmemişti. Onun defileleri, izlediğim bir koleksiyondan ziyade bir deneyim olmaya başladı benim için. İFW'de tek başına gerçekleştirdiği bu defile için kendisini kutlarım :)

RX2Y0012

RX2Y0118

RX2Y0206

RX2Y0249


Simay Bülbül'ün koleksiyonlarını sevdiren bir diğer şey de her seferinde farklı bir kadının peşine düşmesi, bize onun hikayesini anlatması! Bu defa anlattığı Attarti Ana'dan bir alıntı,

“Yüzyıllardır farklı din ve kültürden insanların ortak bir yaşamı paylaştığı İzmir`in sihirli anılarının kadını; sihirci kadınlarının anası…Her şeyi gören, bilen; aydınlığın ve karanlığın, iyinin ve kötünün, zevkin ve acının ötesinde bir büyücü…O`nun gördükleri görünmeyen dünyada. Sadece büyü yapan değil, dönüşümü sağlayan kadın… Zamanla sınırlı bilincimizi zamanın ötesine geçiren, bizi sınırların ötesine, sınırsıza taşıyan bir güç.Sihir içimizde. Sihir kadında. Bu bilinen bir gerçek, her zaman!”

ve son olarak, defiledeki şovdan ve final yürüyüşünden videolar,



Bora Aksu Defilesi / İstanbul Fashion Week 2010

Bora Aksu defilesini izlemek, baştan sona bir ziyafetti. Girişte yaşanan tüm eziyete rağmen kendimi orada olduğum için çok şanslı hissettiğimi söylemeliyim...

Defile, pudra tonlarında romantik etkili kıyafetlerle başladı. Dökümlü, kat kat şifonlar, asimetrik ve geometrik çizgili çoraplar, Misa Harada tasarımı şapkalar dikkat çekiciydi. Müzik de koleksiyon parçalarıyla tam bir uyum içerisindeydi. Defile ilerledikçe renklerden, kumaşlardan, dokulara, müziğin tarzına kadar her şey değişti ama çizgi hiç değişmedi! Birbirinden bu kadar farklı tasarım açık bir şekilde aynı koleksiyonun parçasıydı! Bu da bence bir tasarımcının en büyük başarısı olsa gerek, farklı bir çok görünüme aynı ruhu verebilmek...

Bu arada Aksu, İstanbul'dan ve değişken renklerinden ilham almış. Sonuç olarak da çok başarılı bir koleksiyon çıkarmış ortaya! Tebrikler, umarım Türkiye'den daha çok Bora Aksu çıkar...  

RX2Y0014

RX2Y0076

RX2Y0330

RX2Y0383

RX2Y0328

RX2Y0514

Bora Aksu defilesinde yerim pek iyi sayılmazdı o yüzden video çekimi de harika olmadı ama yine de koyuyorum. İyi seyirler...


Deniz Mercan Defilesi / İstanbul Fashion Week 2010

İstanbul Fashion Week'i bu sene Deniz Mercan defilesiyle açtım. ''LU-fear'' isimli koleksiyonunu keyifle izledim. Daha sonra bunun ''Lüfer yok olmasın'' kampanyası dahilinde düzenlenen bir sosyal sorumluluk projesi olduğunu öğrendim.

Defile önce beyaz mayo ve bikini modelleriyle başladı, renkli örgü modellerle devam etti. Koleksiyonun büyük kısmını deniz teması etrafında gelişen mavi ve gri modeller oluşturuyordu. Balıklar, yüzgeçler, midye kabukları, denizde görebileceğiniz bir çok nesne koleksiyondaki parçalara eğlenceli bir şekilde taşınmıştı.

RX2Y0053

RX2Y0126

RX2Y0096

RX2Y0228

RX2Y0316

Bol bant detaylı mayolar da koleksiyonda mevcuttu. Sadece mayo ve bikiniler değil, bazı pareolar da oldukça dikkat çekiciydi. Sadece mankenlerin ayaklarındaki sabolar yerine belki daha güzel bir model seçilebilirdi diye düşünmeden edemedim.

Bu kadar deniz ürününden sonra şovun sonunda da bir deniz kızı belirdi. Etrafında toplanan mankenlerle defile son buldu. Buyrun final yürüyüşü videosunu da burada izleyin :)

Günseli Türkay Defilesi / İstanbul Fashion Week 2010

Bildiğiniz gibi IFW bugün başladı. Deniz Mercan, Günseli Türkay ve Bora Aksu defilelerini izledim. Hepsini beğendim, Bora Aksu'nun koleksiyonunu inanılmaz başarılı buldum ama kalp atışlarımı en hızlandıran Günseli Türkay'ınki oldu!

Defilenin açılışını yapan ilk parçalar, desenli dar tulumlardı, oldukça iddialı bu kıyafetleri çok sayıda giyilebilir kıyafet izledi. Koleksiyon, rengarenk bir koleksiyon, capcanlı ve hareketli. Nickeodeon'dan fırlamış gibi duran eğlenceli karakterlerin olduğu desenler tüm koleksiyonu neşelendirmiş! Özellikle desenli taytlar harika olmuş...

Defilenin bir diğer özelliği ise stylingin, aksesuar ve ayakkabıların Deniz Berdan'ın elinden çıkmış olmasıydı. Kendisi de renkleri sevdiği için eminim bu işten çok zevk almıştır ve bunu yaptıklarından görmek de mümkündü. Desenli ve çizgililerin kombinlendiği kıyafetlerden onun etkilerini görmemek mümkün değildi. Özellikle ayakkabılar muhteşemdi!

Defiledeki saç ve makyaj da bence koleksiyonla oldukça uyum içerisindeydi. Son olarak twitter'da da dediğim gibi seneye herkes Günseli Türkay'ın bu koleksiyonundan en az bir parçaya sahip olmak isteyecek :)

RX2Y0011

RX2Y0155

RX2Y0200

RX2Y0047
RX2Y0065

Ve son olarak bir Style Tricks geleneği olan videomu da eklemeden bitirmiyorum. Defilenin final yürüyüşünü buradan izleyebilirsiniz...

IFW zamanı geldi, çattı! :)

Bir İstanbul Fashion Week zamanı daha geldi, çattı! Yılın en moda dolu, en heyecanlı zamanlarından biri başladı. Birazdan kendi IFW'mi açmak için yola çıkacağım. Tümüne olmasa bile defilelerin büyük bir kısmına katılacağım ve tabii ki her birini ayrı ayrı yazacağım. Bu arada olan biteni beni twitter'dan izleyerek de öğrenebilirsiniz.

Görmemiş olanlar için defile programı aşağıda. Geçtiğimiz İstanbul Fashion Week yazılarım için de buraya tık tık!

Simay Bülbül Defilesine Davetiye!

Davetiyeyi Banu Takla kazandı, mail gönderen herkese çoook tesekkürler!

Simay Bülbül defilesini izlemeyi kim istemez? İşte şimdi size bir davetiye kazanma şansı!

Bugün gece yarısına kadar bana mail gönderen 15. kişi bu davetiyeyi kazanacak, Simay Bülbül'ün 26 Ağustos Perşembe günü saat 14.00'te gerçekleşecek defilesine katılıp tasarımcının 2011 yaz avant garde couture koleksiyonunu ilk görenlerden olacak. Bol şans :)

Mavi'nin yeni reklamı!

Geçtiğimiz gün Mavi yeni reklam filmini bir basın toplantısıyla tanıttı! Her reklamıyla olay yaratan, mutlaka konuşulan Mavi'nin yeni yıldızı Kıvanç Tatlıtuğ olmuş. Bizce markaya çok da yakışmış!

IMG_3025

Mavi Genel Müdürü Cüneyt Yavuz ve Kıvanç Tatlıtuğ reklam filmini birlikte tanıttılar. Reklam filmini Ali Taran çekmiş. Biliyorsunuz Mavi'nin sloganı bundan önce ''Çok oluyoruz!'' idi, şimdi ise ''Çok mu Çok oluyoruz?'' olmuş. Mavi gerçekten geçtiğimiz ay Berlin Fashion Week kapsamında defile yaparak daha da çok olabileceklerini göstermişti.

IMG_3015

Her reklamında olduğu gibi Mavi'nin bu reklamı da oldukça başarılı olmuş. Ali Taran yapar da kötü olur mu zaten. Reklam filmi 26 Ağustos'ta yayında, hem Kıvanç'ı, hem Mavi'yi merak edenler ekran başına :)

(bu yazım zelfist.com'da yayınlanmıştır.)

Yaz Günü Kış Düşleri!

Bu yazı, uzun süredir aklımda, görselleri de hazır öylece bekliyor. Bir sebebi araya giren tatil ama en önemlisi ise bu dayanılmaz sıcaklar! Geceleri zar zor uyurken, günde en az 2 defa duş alırken kışlıklardan bahsetmek pek zor ama şu anda akşam serinliği çökmüş, yeni sezon fotoğraflarına bakmak çok can yakmazken hemen yazayım dedim :)

Konumuz yeni sezonda dış giyim! Bu sene sadece sıradan paltolar, pofidik montlar giymek zorunda değiliz, bir sürü seçeneğimiz var :) En zevkli olanı bence pelerinler! Hem çok şıklar, hem de çok pratik, üstünüze geçirdiğiniz gibi dışardayız...

Çok uğraşmama rağmen fotoğrafını bulamadım ama Sex and the City tutkunlarındansanız, 4. sezonun ilk bölümünü izlemenizi tavsiye ederim. Carrie, her sahnede farklı pelerinler giyiyor, tüm kombinleri de tahmin edersiniz ki birbirinden güzel! Ayrıca, bu kışı bebek bekleyerek geçirecek olanlar varsa pelerinler, dış giyimde çok zorluk çeken hamileler için de çok güzel bir alternatif :)

PELERIN

2010/11 Sonbahar-Kış defilelerinde kürk olmayan koleksiyon yok denecek kadar azdı... Chanel koleksiyonu ise neredeyse tamamen kürk üzerine kuruluydu. Gerçek olanları bana göre değil ama imitasyon olanlara belki şans verebilirim. Geçtiğimiz yıllarda kürk yelekleri severek giymiştim. Şu anda hayal etmesi çok zor ama soğuk kış günlerinde sıcacık tutacağına eminim  :)

KURK

Eğer gerçek de sahte de olsa kürk bana göre değil diyorsanız bence içi kürklü deri veya denim ceketler bir harika! Ben bu yakalardan ve kollardan çıkan yapay kürk görüntüsü her zaman hoşuma gitmiştir, Burberry'ninkiler sizce de çok güzel değiller mi? :)

ici kurklu

Şimdi Tatil Zamanı!


Şimdi biraz dinlenme, kafa dinleme zamanı! Kardeşimle ve eşiyle hasret giderme, bol bol sohbet etme, güzel yemekler yeme içme zamanı! Kafaları toplama, planları güncelleme, ümitleri tazeleme zamanı! Kısacası şimdi biraz tatil zamanı :)

Cumartesi'ye kadar İstanbul'da değilim, sonra yine kaldığımız yerden devam :)

Bu yazın en gerekli aksesuarı!

Evet, hazır mısınız bu yazın en önemli aksesuarını açıklıyorum, Yelpaze!


Evet yanlış duymadınız, yelpaze! Hani şu en eski usül serinleme yöntemi, orta çağa ait fotoğrafları düşündüğünüzde tüm kadınların elinde olan, kıyafetlerine uygun kullandıkları aksesuar! Hem serinlemeye yarıyor hem de pek şık bir aksesuar değil mi? WGSN veya başka herhangi bir trend tahmin raporunda yok, benim trend raporumda var, çünkü İstanbul'un bu dayanılmaz sıcakları bunu mecbur kıldı ve ben her oturduğum yerde kıvırdığım kağıt, gazete ve benzerleriyle serinlemeye çalışmaktan sıkıldım :) Klimalı ortamlardan da yıldım... 

Yelpaze, MÖ 11. yüzyılda keşfedilmiş, Önce kuş tüyü ve ağaç yapraklarından yapılmış sonra Çin'liler yuvarlaklarını, japonlar katlananlarını yapmış. İlk başta tabii ki kraliyet aileleri kullanmış sonra halka inmiş!

Kendime hemen bir tane edinmek ve hep yanımda taşımak istiyorum. Geçen hafta gittiğim halamın ve babaannemin evlerindeki ucu dantellilerden neden bir tane yürütmedim hala düşünüyorum, nerede satılır bilmiyorum ama acilen istiyorum :) 

Giysileriniz bitki mi, protein mi, petrol mü? :)

Çalışkan bir öğrenci olarak İMA notlarımı toparlarken kumaş ve lifler dersinden bazı notları paylaşmalıyım dedim! Siz de benim gibi giydiğiniz kumaşın liflerini merak edenlerden, her giysinin açıp etiketine bakanlardansanız bu yazıyı seveceksiniz :)


  • Sadece 4 adet doğal lif bulunur. Pamuk, Yün, İpek ve Kenevir!
  • Kenevir, keten kumaşın elde edildiği liftir.
  • Bunların haricindeki tüm lifler (polyester, akrilik, polyamid, viskoz...vs.) yapay liflerdir. 
  • Yapay lifler çoğu zaman giysiyi sağlamlaştırır ve maliyetini düşürür ama giyimi doğal liflerde kadar rahat değildir! Yine de her lifin avantajlı olduğu ayrı alanlar vardır...
  • Yün ve ipek proteindir ve yağlıdır, bu yüzden haşeratlar bunlara gelir. Mutlaka naftalin veya alternatif olarak at kestanesi konulmalıdır.
  • Yağmurda yün paltolar ilk başta ıslanmamış gibi durur çünkü (bunu sevmeyeceksiniz :) yün yağdır! Sonradan suyu emer ve ağırlaşır.
  • Doğru kullanıldığında yün, yüzyıllarca bozulmadan durur!
  • Yün buruşur ama kendiliğinden eski haline gelir, kırışıklığının açılmasını istediğiniz yün giysinizi banyoya asarsanız nemden dolayı çok daha çabuk açılır.
  • Dikkat, yün ve ipek çamaşır suyunda erir!
  • Pamuğun boyu ve toplama zamanı kalitesini çok etkiler, en kaliteli pamuk New Mexico'da yetişen Pima Sipuma'dir!
  • En sağlam lif, kenevir yani ketendir!
  • Kumaş alıyorsayınz işte size satıcının pamuk veya keten dediği kumaş gerçekten öyle mi anlamanın yolu. Pamuk ve keten yakıldığında kağıt gibi kokar, kendiğilinden hemen söner ve yanan yer sert değil yumuşacık olur!
  • İpeğin kendine ait bir hışırtısı, sesi vardır!
  • İpekte su lekesi kalır, geçmesi için tüm giysiyi yıkamak gerekir.
  • Sentetik lifler petrolden elde edilir! (Polyamide, polyester, acrylic...vs.) Isıdan etkilenir ve erirler, statik elektrik yüklüdürler eteklerin çorabımıza yapışmasının sebebi budur!
  • En sık kullanılan yapay liflerden biri olan polyester, ısındığı zaman kötü bir koku yayar! Yani yazlık kıyafetlerde polyester olması işleri zorlaştırabilir! :)
  • Mayolar için en uygun lif polyamide, spor giysiler için ise olefin'dir.
  • Acrylic'ten yün görünümlü kumaşlar elde edilir. Dikkat ederseniz Zara'nın kazaklarının büyük çoğunluğu acrylic'tir. En güzel özelliği makinada yıkanabilmesidir.  

Türkiye'nin İlk Organik Konsept Mağazası: DOA!

2009 Eylül ayından beri Kanyon'da çok farklı bir mağaza var. Türkiye'nin ilk organik konsept mağazası, DOA! Burada farklı markaların ama hepsi organik ve ekolojik materyallerden üretilmiş tasarımları var...

IMG_2908

Organik ürünlerin tasarımlarının sıkıcı olacağını düşünenlerdenseniz DOA'ya mutlaka uğramalısınız! Boa studio'nun ürünleri hem güzel tasarımları hem de yumuşacık dokusuyla harikalar, dokunması bile çok zevkli! :) Ebru Yolver tasarımı elbiseler de çok sade ve zevkli!

IMG_2877

Boa'nın arta kalan kumaşları bile atılmıyor, Çuval marka çantalar yapılıyor!

IMG_2894

Minush markasının eğlenceli çantaları, yastık kılıfları, tişörtleri de DOA'da!

IMG_2881
IMG_2880

Özellikle bebeğiniz var ve tenine ne değeceği ile ilgili hassassanız, DOA'yı alışveriş listenize mutlaka almalısınız çünkü eminim DOA'nın kendi markası olan Ekruli'ye bayılacaksınız. Markanın ismi ürünlerinden geliyor, hepsi pamuğun doğal renginde. 100% organik, hem çok sağlıklı hem de çevreye saygılı. 0-24 ay arası bebekler için boyasız pamuk ürünleri miniklerin teni için birebir!

IMG_2883
IMG_2884

Bunlarla da bitmiyor, DOA aynı zamanda Doğal Hayatı Koruma Vakfı'nın (WWF-Türkiye) lisanslı ürünlerini satıyor. Pamuklu, bambu çoraplar, çocuk ve büyükler için iç çamaşırları, tişörtler...


En favori ürünlerden biri ise yosundan üretilen çorapları. O kadar rahatmış ki, bir alan bir daha geliyormuş almak için! WWF'in aynı zamanda kupa, rozet, defter ve kalemleri de var. Bu ürünler sıradan zannetmeyin, örneğin kalem mısır nişastasından sıkıştırılarak yapılmış.

IMG_2903
IMG_2920

DOA'dan alışveriş yapmak için bir sebebiniz daha var, o da her alışverişin bir bölümü'nün Doğal Hayatı Koruma Vakfı'na bağışlanıyor olması! Kısacası DOA, alışveriş yaptığınız için suçlu hissetmeyeceğiniz nadir yerlerden, daha ne olsun değil mi? :)

(Bu yazım zelfist.com'da yayınlanmıştır)
Related Posts with Thumbnails