ARGANDE






Gap Bölge Kalkınma İdaresi ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ortaklığı ve İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Ajansı projelendirmiş,
(Hep diyorum, mekanı cennet olsun diye çalışan bir millet sanki bu İsveçliler, ne dersiniz Solnalılar? :)

Simay Bülbül, Hatice Gökçe, Gamze Saraçoğlu, Mehtap Elaidi, Ezra - Tuba Çetin, Deniz Yeğin, Berna Canok Özay, Rana Canok dizayn etmiş,

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayan kadınlar üretmiş,

Ahu Yağtu, modelliğini yapmış,

Mudo ve bir sürü organizasyon desteklemiş,

İsmini Güneydoğu Anadolu topraklarının tanrıçalarından almış,

Ortaya Argande çıkmış!

Yaz ortasında en çok pançolar satmış. Mudo mağazalarında bakabilir, www.argande.org dan inceleyebilirsiniz.

Gittim gördüm aşağıdaki resimde özellikle sağdaki parçayı çok beğendim. Bedeni olmadığı için alamadım, başka mağazadan inşallah :)



(Tasarım Simay Bülbül)

THE SEPTEMBER ISSUE DEVIL WEARS PRADA'YA KARŞI!


SEÇİM SİZİN!



The September Issue vs Devil Wears Prada! Choose

THE SEPTEMBER ISSUE


Anlaşılan Devil Wears Prada'dan sonra Anna Wintour, kendini biraz aklamak istemiş ve bu belgeseli hazırlatmış. Fragmanı izlediğimde ilk hissettiğim bu oldu! Sonra web sayfasını inceledikçe filme ilgili yorumlarda şuna rastladım.

'This is the real Devil Wears Prada' Krista Smith Vanity Fair

The September Issue, Vogue'un hazırlanış hikayesini anlatan bir belgesel. Şuanda New York'ta vizyonda olan belgesel 11 Eylül'den sonra Los Angeles ve bazı diğer seçilmiş şehirlerde gösterime girecekmiş. 19'unda eşimle 2 haftalığına Amerika'ya gidiyoruz acaba orda bir kaçamak yapıp izlesem mi yoksa buraya nasıl olsa gelir mi? bilemedim...

Web sayfasındaki fragmanı buraya koyamadım maalesef çünkü izin vermiyor ya da ben yeterince yetenekli değilim :) http://www.septemberissue.com/ dan izleyebilirsiniz. Ama Devil Wears Prada ile The September Issue filmlerini görüntülerle karşılaştıran bir fragman buldum, onu koyuyorum, ilginç!


Bu arada ismin nereden geldiği fragmanda anlatılıyor, 'September is the January of Fashion'

ECO CHIC




'ECO CHIC - Sürdürülebilir İsveç Modasına Doğru' isimli sergi dünya turnesinde ve 1-21 Ekim tarihlerinde de İstanbul Moda Akademisi'nde sergilenecek. İMA 'nın web sayfasına henüz bilgi koyulmamış sanırım ama Moda Günleri'nde standlarında broşürleri vardı. Yukardaki benim unprofesyonel broşür çekimim :)

İsveç'e ve orada yapılan her işe olan hayranlığımı daha önceki yazılarımı okuyanlar bilir. Bu da hayran olunacak bir iş daha bence. İsveç Entitüsü'nün, yurtdışında ülkelerini tanıtmak için yaptığı etkinliklerden biri.

Broşürde yeralan bilgilerden dikkat çekenler,
  • Doğa dostluğunu ve ahlaki yaklaşımları benimseyen İsveçli moda tasarımcılarının ürünlerinin sergilendiği sergi olarak tanımlıyorlar Eco Chic'i. (isim süper di mi?)Nudie, Camilla Norrback and Filippa K, ürünleri sergilenen modacılar arasında.

  • Birçok sektöre kıyasla tekstil sanayi çok daha fazla su harcıyor, zehirli maddeler ve kalıcı karbondioksit yayıyormuş. Üstelik bu alanlardaki işyerlerinin birçoğu insani çalışma koşullarından yoksunmuş...

  • Bu modacılar, imalatın nasıl gerçekleştiğini ve hangi malzemeleri kullandıklarını açıkça gösterebiliyorlarmış...

  • Ekolojik giysilerle diğer giysiler arasında görünümde bir fark yok gibiyimiş. Fark, moda tasarımcılarının benimsediği değerler ve üretim süreçlerinde... Bu şartlarda fiyatlar eminim biraz daha farklı oluyordur...

Broşürde ayrıca Eko şıkmısınız? isimli bir bölüm ve doğaya nasıl daha az zarar verirsiniz yani nasıl Eko şık olursunuz'u anlatan bir bölüm var. Eko şık olmak kolay iş değil daha sonra anlatırım :)


Ziyaret etmeye değer bir sergi bence...


İLK IFD'NİN SON GÜNÜ



Genel olarak olayı toparlarsak, bence Türkiye henüz moda sektörü'nde işin çok başında! Tasarımcıların yaratıcılığına, üretkenliğine diyecek sözüm yok fakat bunun pazarlanması ile ilgili kat edilecek daha çok yol var!


Moda Günleri bu pazarlamanın en önemli ayaklarından biri, IFD ile ilgili okuduğum bazı yazılarda bunun New York, Londra, Milan ve Paris moda günleri ile aynı klasmana gireceği ile ilgili iddialar (ümitler) vardı! Bu, daha emekleyen çocuğu maratona hazırlamak gibi birşey :)Bence öncelikle İstanbul'a ait düzenli bir moda takvimine sahip olmayı ümit etmek daha yerinde olur. Bu dörtlüyle yarışmak ilk organizasyonda olabilecek birşey değil! Diğer dünya şehirleri gibi (Stockholm, Kopenhag, Tokyo...vs.) İstanbul'da kendi karakterinde bu Moda Günleri'ni her seferinde biraz daha geliştirerek düzenli hale getirmeyi amaçlamalı diye düşünüyorum.


Ayrıca basında bana göre IFD'ye yeterince yer verilmedi. Cumartesi eklerinde bir sürü haber ve yorumla karşılaşacağımı umarken bugun açtığımda moda sayfalarında hiç bahsedilmediğini görerek çok şaşırdım açıkçası, belki yarın çıkar diye bekliyorum...


Neyse biraz negatif bir tablo çizer gibi oldum ama karamsar değilim aslında. Birçok insanın ziyaret ettiğini, ilgilendiğini görmek İstanbul potansiyelini bize gösteriyor aslında.

Bir sonraki IFD'ye de katılmak ve daha çok defile izlemek umuduyla...

HATİCE GÖKÇE DEFİLESİ




Hatice Gökçe'nin The Other isimli defilesine gittim bugün! Hatice Gökçe ismi Türkiye'de erkek giyim'de ilk isim olarak biliniyor.


Salona girişi defile saatinden 5 dakika kadar önce açtılar ve giriş ününde bekleyen kalabalığı 10'ar 10'ar içeriye aldılar. İçeri girdiğimde biraz şaşırdım aslında çünkü sadece 2 sıra vardı oturacak. Birçok kişi ayakta kaldı, ben kendimi sıkıştıracak biryer buldum ön sırada.


Defilenin sürprizlerinden biri Hayko Cepkin'di. Defilenin orta yerinde mankenlerden biri olarak çıkıverdi! :)


Koleksiyonda, çiçekli, renkli, çizgili pantolonlar, yelekler, açık renk ceketler, çift renk ayakkabılar, erkekler için bodyler vardı. Benim en beğendiğim beyaz deri ceketler oldu!



Hayatımda gittiğim ikinci defile oldu. İlki bir mücevher defilesiydi, bu ise Erkek koleksiyonu'nun sergilendiği bir defile. Üçüncü tecrübemde Bayan koleksiyonu yakalayacağım sanırım :)
Defile sonundan bir kuble çektim sizin için,


ACTUAL ISTANBUL FASHION DAYS

Bugün işten çıkar çıkmaz İTÜ Taşkışla'nın yolunu tuttum. Çok şanslıyım çünkü işyerime yaklaşık 5 dakika uzaklıkta!


Fuar alanını gezmekti amacım, normalde fuar alanı için de davetiyeniz olması gerekiyor fakat kartvizitinizi bırakarak giriş kartı / isimlik alabiliyorsunuz. Ben de aynen böyle yaptım!


Bu kartı girişteki turnikelere okutarak giriş yapabiliyorsunuz, 3 gün boyunca! :) Defileler için tabii ki davetiyeniz olması ve organizatör firmaların davetli listesinde adınızın olması gerekiyor!


Gelelim mekana,





Bu oku takip ederek Taşkışla Kampüsüne doğru yöneliyorsunuuuz...

Bu arada bence yer seçimi çok başarılı, hem merkezi, hem İstanbul'a özgü hem de güzel bir ortam. Daha ne olsun!






Binanın dışında büyük afişlerle karşılaşıyorsunuz, surlar arasında çok güzel durmuşlar, hafif bir New York'taki Metropolitan Museum of Art havası olmuş :)






Binadan içeri girdiğinizde bu arkadaşlar sizi karşılıyor :) Manken satan bir firmanın mankenleri arkadaşlar bu arada :)


Orta Bahçe'nin etrafını saran iç mekanda da kurulmuş standlar var. Özlem Süer, Bahar Korcan, Arzu Kaprol, İdil Tarzi, Deniz Mercan, Gamze Saraçoğlu, Mehtap Elaidi, Simay Bülbül, Hatice Gökçe, Avva, Desa, İnci, Hakan Yıldırım, Gizia standı olan isimler arasında...




Bahçe'de ise Kahve Dünyası ve Otto stand kurmuş, Herkes etrafında böööyle toplanmış :)



Gözünüzde genel bir tablo çizebilmek için yazdım bu yazıyı. İstanbul'da yapılan ilk büyük moda etkinliği olduğunu düşünürsek bence başarılı bir başlangıç gibi, organizasyon ekibi gayet profesyonel görünüyordu. Sadece standların bulundugu iç mekan biraz daha dekore edilip daha canlı hale getirilebilirdi bence. Uluslararası platformda yeralmayı amaçlayan bir organizasyon için iç mekanların biraz daha okul havasından kurtulmuş olmasını beklerdim...



Etkinlik takvimi için http://www.istanbulfashiondays.com/ adresini ziyaret edebileceğinizi unutmayın ve bana kalırsa kaçırmayın, en azından o ortamı soluyun derim!


Cumartesi günü Hatice Gökçe defilesinden sonra tekrar IFD haberleriyle görüşmek üzere... :)

ISTANBUL FASHION DAYS





Dün akşam moda blogları arasında gezinirken www.salincaktaikikisi.com'da Hatice Gökce defilesine davetiye kazanmak için e-mail göndermenin yeterli oldugunu okudum! ve tabii ki hemen gönderdim :)

Günlerdir farklı yerlerden önce İstanbul Moda Günlerinde defilelere girişin herkese serbest oldugunu daha sonra davetiye ile girilebildiğini ögrenip tamamen kafam karışık bir şekilde kalmışken bu habere rastlamak çok güzel oldu :)

Ve salincaktaikikişi blogumu inceleyerek davetiyeyi bana göndermeye karar vermiş, coook tesekkurler :) Çok mutluyum :)

FASHION BABYLON



Kitaba başladığımdan beri elimden düşüremiyorum, her boş anımda elimde ve hep yanımda. Hoşuma giden bilgileri yazmaya devam ediyorum...

• Moda’nın bir döngü olduğunu hepimiz biliriz. Fashion Babylon’a göre bu döngü ortalama 20 yılda bir başa sarıyor.

• Ünlü hatta çok ünlü modacıların birçoğu vintage mağazalardan alınan kıyafetlerin etiketini değiştirip direk defilelerine çıkarırmış! Londra’daki Portobello Market bu konuda ünlüymüş!

• Moda tasarımcıları bir “It Bag” tasarladıkları an bunun yerini hiçbirşey tutamıyor çünkü her bedendeki kadın bu çantaları alabiliyor. Üstelik giysilerde olduğu gibi büyük bedenlerde maliyet artmıyor.

• Çocuk kıyafetlerinde kullanılan kumaşlar diğerlerinde 20 % daha az kaliteli oluyorlarmış çünkü o kadar uzun süre dayanıklı olmaları gerekmiyor... Yetişkin kıyafetlerinde de bu kumaşı kullanıp tasarruf eden modacılar varmış!

• Modaevlerinin elde ettiği gelirin 10%’u giysi, 25%’i aksesuar, 28%’i ise parfümden geliyormuş!

BYE BYE SUMMER!



Bilmem söylemeye gerek var mı? Yaz bitiyor :(

Yine de önümüzde tadı çıkarılacak günler var! :)

YENİ KUAFÖRÜM!



Çok çok çooookkk mutluyum! Uzun zaman önce modatrendenin.blogspot'ta okumustum Makas'ı. Ne zamandır aklımdaydı. Kuaföre ayda 1 defa gidiyor olsam bile her gittiğimde küçük servetler ödemekten sıkıldığım için sonunda Makas'ın yolunu tuttum. Ne kadar geç kalmışım!

Aradığım ama en ünlü kuaförlerde dahi bulamadığım modern anlayış, temizlik, özen ve en önemlisi uygun fiyatlar hepsi burada! Bir kuaförden daha ne bekleyebilir ki insan... (Ne kadar modern olduğu dışarıdan bakıldığında bile anlaşılabilir zaten)
Üstelik saça zarar veren hiçbirşeyi kesinlikle yapmıyorlar, krepe gibi mesela. Tüm personel çok profesyonel ve yaptıkları her işlemle ilgili engin bilgi verebilme özelliğine sahipler, hepsi belli ki çok iyi eğitim almış. Erdem Kramer Akademi'de yetişmişler ne de olsa...

Kuaförün içinde garsonlar dolanmıyor, kapıda vale servisi yok, aman olmasın, fiyatlar da bu sebeplerden dolayı uygun zaten. Üstelik kullandıkları tüm ürünler son derece kaliteli. Herkese tavsiye ederim. Beşiktaş, Ortaköy ve Etiler'de şubeleri bulunuyor ve ne olursa olsun 19:30'da kapanıyor, bilmekte fayda var.



MODANIN EN MASUM HALİ







Alişverişkolikler için suçluluk hissi yaratmayan bir sites buldum!

(Sanki ben alişverişkolik değilmisim gibi oldu böyle yazinca :)




AIDS hastaları ve yetim cocuklar yararina satilan ayakkabılar,

Recycled ürünler,

Doğa dostu kıyafetler,

Organik kişisel bakım ürünleri,

Birden fazla kullanılan su şişeleri,

Markette poşet yerine kullanmak icin tasarlanmis cantalardan alarak sucluluk hissi hafifletilebilir belki! Suçluluk da nerden çıktı canım, aksine dogaya faydali bir is yapmis oluruz di mi?

Ben iki ürün sectim, buyrun :)




YENİ SEZON`DAN SEÇMELER

Yeni sezonda neler moda, şöyle biraz yazayım dedim :)


1. KADİFE
Bence kış aylari icin giymesi çok keyifli bir kumaş!
(Bakz. Balenciaga)




2. DERİ

Deri artik herseyde, heeer yerde montta, yelekte, etekte, cekette, pantolonda, aksesuarlarda... Herşeyin altına herşeyin üstüne!
(Designer: Phi)





3. KOCCAMAN OMUZLAR

Bu ne ki, ben en küçüğünü seçtim korkmayın diye :)
(Balmain)




4. DRAPE

Drape bence sihirli birşey, ilüzyon gibi, gerektiginde birçok şeyi oldugundan farklı gösterebiliyor!
(Malandrino, Juan Carlos Abando)






5. UPUZUUUN CIZMELER
Wow! Bu kadar uzunu daha once gelmemişti :)
(Prada, Louis Vuitton)




FASHION BABYLON



Amazon siparişlerim geldi! Hem de beklediğim tarihten 1 ay once, neredeyse 2 hafta içinde elimde oldu kitaplar, süper!


Tabii hemen hepsine saldırdıktan sonra birine karar verdim ve başladım, Fashion Babylon! Bir moda tasarımcısının hayatının 6 ayını anlatıyor, daha 30 sayfa okudum ama şimdiden beni etkisi altına aldı. Okurken modayla ilgili de değişik bir sürü bilgi ediniyorsunuz ve ben tabii ki bunları burada yazmaya karar verdim :)


İlk dikkatimi cezbeden; ünlü mağazalar (Harvey Nichols, Harrods, Selfridges...vb.) tasarımcılardan aldıkları ürünlerin fiyatını 2.9'la çarparak mağazalarında satışa sunuyorlarmış. Örneğin 100 Pound'a aldıkları bir ürünü 290 Pound'a satıyorlar. Bu arada kitabın kahramanı ünlü tasarımcı, İngiliz ve hikaye Londra'da baslıyor. Amerika'da ise 3.1 ile çarpılıyormus bu rakam, bu yuzden tasarımcıların biraz ilerleyince en büyük amaçları kendi mağazalarını açmak imiş çünkü o zaman 30 Pound'a mal ettikleri bir elbiseyi mağazalarında 290 Pound'a satabiliyorlar :)

POLYVORE.COM





http://www.polyvore.com/ inanılmaz eglenceli bir site! Cok sayıda urun arasından kendi kombinlerinizi yapabiliyorsunuz!

Ben kayıt olup bu seti hazırladım. Daha geniş bir vakitte daha detaylı ilgilenmeyi düşünüyorum!

http://www.polyvore.com/romance/set?id=11186171

AMAZON SİPARİSLERİM










Amazon.com'dan bu kitapları sipariş ettim! Daha gelmelerine 1 ay var ama heyecanla bekliyorum :) Kesin kendimi tutamayıp hepsine birden başlayacağım :) En cok da Anna Wintour'un hayatını merak ediyorum!
Related Posts with Thumbnails