Dün akşamki derbi ülkenin yuzde 70'i için heyecan, benim için ise kendime ayıracağım bir akşam demekti!
Ben de güzel bir film izlemeye karar verdim ve seçimimi Breakfast at Tiffany's'den yana yaptım. 1961 yapımı filme, müziklere ve Audrey Hepburn'un stiline tekrar aşık oldum. Moda ve stil aleminde ilk günden bu yana büyük etki yaratan bu filmde sevdiklerimi sizinle de paylaşmak istedim...
Filmin en önemli stil anı olan ilk sahnesi! Holly'nin Tiffany's'in önünde kahvaltısını yaptığı sahne. Holly'e göre Tiffany's öyle mükemmel bir yer ki burada hiçbir kötülük barınamaz :)
Givenchy elbisenin asaletine bakar mısınız? Özellikle sırtı muhteşem, nefes kesici. Bu elbise 2006'da açık artırmada £ 467,200'a satılmış!
Bu arada, Chloe'de bu sezon gözlüklerin neredeyse aynısı var, ilgilenenlere duyurulur...
2006'da Harpers Bazaar kapağını Natalie Portman bu elbiseyle süsledi!
Holly'nin yatarken taktığı uyku gözlükleri, kulak tıpaları bile özel! Bu aksesuarlar birçok alışveriş sitesinde hala satılıyor!
Filmin New York'ta geçiyor olması ve akademi ödüllü Moonriver şarkısı da beni benden alan diğer şeyler!
Holly'nin filmde farkında olmadan bir kadının şapkasını bile tutuşturduğu uzun sigaralığı da ayrı bir olay! Çok zarif ve insanı sigara içmeye teşvik ediyor neredeyse :) Ya da ben sigarayı bırakmış ama unutamamış biri olduğum için ben de böyle bir etki yaratmış olabilir :) Eldivenler de bir o kadar hoş!
Kısa kahküllere de dikkatinizi çekerim, birkaç sene önce yeniden ne kadar popüler olmuştu... Bu topuz modelinin adı da Audrey olabilir sanırım. Zamansız yani hiçbir zaman eskimeyecek , bakmaktan hiç sıkılmayacağınız bir model.
Son olarak, filmin ilk diyaloglarından biri,
"How do I look?"
"I must say I'm amazed" :)
ve Audrey tabii ki tüm film boyunca "amazing" gözükmeye devam ediyor, biz de O'na bayılmaya :)